Beyin ve sinir cerrahisi, beyin, omurilik ve periferik sinirlerde oluşan hastalıkların tanı ve tedavisiyle ilgilenen tıbbi uzmanlık dalıdır. Bu alanda uzmanlaşmış hekimler, cerrahi yöntemlerle sinir sistemindeki bozuklukları gidermeyi amaçlar.
Tıp literatüründe nöroşirurji olarak da bilinen bu branş, hem yetişkinlerde hem de çocuklarda görülen sinir sistemi hastalıklarını kapsar. Özellikle travmatik yaralanmalar, tümörler, damar hastalıkları ve dejeneratif rahatsızlıklar bu alanın başlıca ilgi konularıdır.
Beyin tümörü gibi hayati risk taşıyan hastalıkların cerrahi tedavisi, modern teknolojiler ve ileri görüntüleme yöntemleriyle gerçekleştirilmektedir. Bu süreçte hastaların nörolojik fonksiyonlarını korumak ve yaşam kalitesini artırmak hedeflenir.
Beyin ve sinir cerrahisi, beyin, omurilik ve sinir sistemini etkileyen çeşitli hastalıkların cerrahi tedavisini içerir. Bu hastalıklar, travmatik yaralanmalardan dejeneratif rahatsızlıklara kadar geniş bir yelpazede yer alır. Erken teşhis ve doğru tedavi yöntemleri, hastaların yaşam kalitesini artırmada büyük rol oynar.
Beyin ve sinir cerrahisinin tedavi ettiği başlıca hastalıklar şunlardır:
Ameliyatsız Bel Fıtığı Tedavisi (Nükleoplasti)
Beyin tümörleri
Beyin kanamaları
Anevrizma
Hidrosefali
Omurilik ve omurga hastalıkları
Bel ve boyun fıtıkları
Sinir sıkışmaları (karpal tünel sendromu)
Omurilik tümörleri
Epilepsi cerrahisi
Parkinson ve hareket bozuklukları
Nükleoplasti işleminin amacı, disk içindeki basıncı azaltarak fıtıklaşan diskin disk aralığına doğru geri çekilmesini sağlamaktır. Bu sayede sinirlere olan baskı azalır ve ağrı ortadan kalkar.
Hastanemizde nükleoplasti işlemi, radyofrekans yöntemiyle uygulanmaktadır. Genellikle orta hatta yer alan bel fıtığı vakalarında tercih edilir. İşlem lokal anestezi altında gerçekleştirilir ve yaklaşık 15-20 dakika sürer. Öncesinde özel bir hazırlık gerektirmez.
Nükleoplasti, ameliyatsız bir tedavi seçeneği olarak güvenli ve etkili bir yöntemdir.
Beyin tümörü, beyindeki hücrelerin kontrolsüz büyümesiyle ortaya çıkar ve iyi huylu (benign) veya kötü huylu (malign) olabilir. Tümörler, beynin farklı bölgelerinde gelişebilir ve konumuna bağlı olarak baş ağrısı, görme kaybı, denge bozuklukları ve hafıza problemleri gibi belirtiler gösterebilir.
Tedavi süreci, tümörün tipi ve büyüklüğüne bağlı olarak belirlenir. Cerrahi müdahale, tümörün tamamen veya kısmen çıkarılması amacıyla yapılabilir. Ayrıca radyoterapi ve kemoterapi gibi destekleyici tedaviler de uygulanabilir. Günümüzde, gelişmiş beyin cerrahisi teknikleri sayesinde, kritik bölgelerde yer alan tümörler bile başarıyla tedavi edilebilmektedir.
Beyin kanaması, beyindeki damarların yırtılması sonucu kanın beyin dokusu içine sızmasıyla meydana gelir. Bu durum, yüksek tansiyon, travmalar, damar hastalıkları veya anevrizma gibi nedenlerle ortaya çıkabilir. Beyin kanaması, ani şiddetli baş ağrısı, bilinç kaybı, konuşma bozuklukları ve vücutta güçsüzlük gibi belirtilerle kendini gösterir.
Hastanın durumuna bağlı olarak cerrahi veya medikal tedavi uygulanır. Kanamanın kontrol altına alınması için beyin cerrahları tarafından drenaj veya açık cerrahi yöntemleri kullanılabilir. Erken müdahale, kalıcı beyin hasarını önlemek açısından kritik önem taşır.
Anevrizma, beyin damarlarının zayıflayan bölgesinde baloncuk şeklinde genişleme meydana gelmesidir. Anevrizma yırtıldığında, beyin içine kanama yaparak ciddi nörolojik hasara ve hayati risklere yol açabilir. Yırtılmamış anevrizmalar ise baş ağrısı, çift görme ve denge kaybı gibi belirtilerle kendini gösterebilir.
Tedavi sürecinde anevrizmanın yırtılmasını önlemek için anjiyografi ile detaylı inceleme yapılır. Ardından endovasküler (damar içi) yöntemlerle coil embolizasyonu veya açık cerrahi ile klipleme işlemi uygulanarak damar onarılır.
Hidrosefali, beyin omurilik sıvısının (BOS) normal dolaşımını kaybederek beyinde aşırı birikmesiyle oluşan bir hastalıktır. Bu durum, beyin içindeki basıncı artırarak baş ağrısı, mide bulantısı, bilinç değişiklikleri ve denge sorunlarına neden olabilir. Özellikle bebeklerde başın anormal büyümesiyle kendini gösterebilir.
Hidrosefali tedavisinde, beyin omurilik sıvısının fazla kısmını vücudun başka bir bölgesine yönlendiren şant ameliyatı yapılır. Alternatif olarak, endoskopik üçüncü ventrikülostomi (ETV) yöntemi de bazı hastalarda uygulanabilir.
Omurilik ve omurga hastalıkları, omurganın yapısal bozuklukları, sinir sıkışmaları ve omurilik zedelenmelerini kapsar. Omurga eğrilikleri (skolyoz, kifoz), dejeneratif disk hastalıkları ve omurilik yaralanmaları bu kategoride yer alır.
Bu hastalıkların tedavisinde omurga cerrahisi teknikleri kullanılarak omuriliğe baskı yapan yapılar düzeltilir. Bazı vakalarda minimal invaziv cerrahi yöntemler tercih edilerek daha hızlı iyileşme sağlanabilir.
Bel fıtığı ve boyun fıtığı, omurlar arasındaki disklerin dışarı taşarak sinirlere baskı yapması sonucu oluşur. Bu durum, bel ve boyun bölgesinde ağrı, uyuşma ve hareket kısıtlılığına yol açar.
İleri derecede sinir baskısı olan hastalarda, bel fıtığı ameliyatı veya boyun fıtığı ameliyatı ile problemli disk çıkarılarak sinir üzerindeki bası kaldırılır. Mikrodiskektomi, bu ameliyatlarda kullanılan en yaygın minimal invaziv cerrahi yöntemlerden biridir.
Sinir sıkışması, sinirlerin belirli bölgelerde baskı altında kalması sonucu gelişir. Özellikle el bileğinde görülen karpal tünel sendromu, median sinirin sıkışması nedeniyle ortaya çıkar ve elde uyuşma, güç kaybı gibi şikâyetlere neden olur.
İleri vakalarda cerrahi tedavi ile sinirin üzerindeki baskı ortadan kaldırılarak hastanın el fonksiyonları düzeltilir.
Omurilik tümörleri, omurilik dokusunda veya çevresinde gelişen anormal hücre büyümeleridir. Bu tümörler, omurilik fonksiyonlarını bozarak ağrı, uyuşma, güç kaybı ve yürüme bozukluklarına yol açabilir.
Tedavi yöntemi, tümörün tipine ve yerine bağlı olarak değişir. Cerrahi operasyon ile tümör çıkarılabilir, bazı durumlarda radyoterapi ve kemoterapi uygulanabilir.
Epilepsi, beyin hücrelerinin anormal elektriksel aktivitesi nedeniyle meydana gelen nöbetlerle karakterizedir. Dirençli epilepsi vakalarında, epilepsi cerrahisi ile nöbetlere neden olan beyin bölgesi cerrahi olarak çıkarılarak hastanın nöbet geçirme sıklığı azaltılabilir.
Parkinson hastalığı, beyindeki dopamin eksikliğine bağlı olarak ortaya çıkan titreme, kas sertliği ve hareket yavaşlaması gibi belirtilerle kendini gösterir. İleri evre hastalarda, ilaç tedavisine yanıt alınamadığında Parkinson cerrahisi uygulanır.
Bu cerrahi yöntemde, beyne elektrotlar yerleştirilerek derin beyin stimülasyonu (DBS) sağlanır. Bu sayede titreme ve hareket bozuklukları büyük oranda kontrol altına alınabilir.
Beyin ve sinir sistemi hastalıkları, erken dönemde fark edilmesi zor olabilen çeşitli belirtilerle kendini gösterebilir. Ancak bazı semptomlar, ciddi bir sağlık sorununun habercisi olabilir. Baş ağrısı, denge kaybı, uyuşma, konuşma bozuklukları ve hareket kaybı gibi belirtiler, altta yatan nörolojik bir hastalığın işareti olabilir.
Beyin ve sinir hastalıklarının en sık görülen belirtileri şunlardır:
Baş ağrısı ve baş dönmesi
Denge problemleri
Uyuşma ve karıncalanma
Konuşma güçlüğü ve hafıza sorunları
Hareket kaybı ve güçsüzlük
Kronik veya ani gelişen baş ağrısı, özellikle şiddetli ve farklı bir karakterdeyse, ciddi bir sinir sistemi hastalığının belirtisi olabilir. Beyin tümörü, beyin kanaması veya anevrizma gibi durumlar, yoğun ve geçmeyen baş ağrısına yol açabilir. Baş ağrısına eşlik eden baş dönmesi, görme kaybı veya kusma gibi belirtiler varsa, acilen bir uzmana başvurulmalıdır.
Denge kaybı ve yürüme bozuklukları, beyin veya omurilik kaynaklı hastalıkların önemli bir belirtisidir. Omurilik tümörleri, hidrosefali veya sinir sistemi hastalıkları, kişinin hareketlerini kontrol etmesini zorlaştırarak düşmelere neden olabilir. Özellikle ani gelişen denge problemleri, acil tıbbi değerlendirme gerektirir.
Ellerde, ayaklarda veya vücudun belirli bölgelerinde uyuşma ve karıncalanma, sinir sistemindeki bir hasarın belirtisi olabilir. Sinir sıkışması, karpal tünel sendromu veya omurilik rahatsızlıkları bu tür şikâyetlere neden olabilir. Eğer uyuşma hissi sürekli hale gelmişse ve kas güçsüzlüğü eşlik ediyorsa, beyin ve sinir cerrahisi uzmanına danışılmalıdır.
Ani veya ilerleyici şekilde ortaya çıkan konuşma bozuklukları ve hafıza kaybı, nörolojik hastalıkların önemli bir işaretidir. Epilepsi cerrahisi gerektirebilecek epilepsi atakları, beyin damar hastalıkları veya tümörler, konuşma ve hafıza ile ilgili sorunlara yol açabilir. Bu tür belirtiler ihmal edilmemeli ve erken teşhis için detaylı nörolojik inceleme yapılmalıdır.
Kol veya bacaklarda güç kaybı, kas sertliği veya istemsiz hareketler, Parkinson cerrahisi gerektirebilecek hareket bozuklukları ya da omurilik hastalıklarının belirtisi olabilir. Özellikle vücudun tek tarafında aniden gelişen güçsüzlük, felç gibi ciddi durumların habercisi olabileceğinden hızlıca değerlendirilmelidir.